22 Ağustos 2013 Perşembe

Vefatının 27. yıl dönümünde 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar

Genel Başkan Gültekin Uysal, Demokrat Parti’nin Kurucusu ve İlk Genel Başkanı olan 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın 27. ölüm yıldönümünde bir mesaj yayınladı:
22 Ağustos 2013 Perşembe
“Yeni, Galip Hoca’lara ve Mücadele Adamlarına ihtiyacımız var..”
“Celal Bayar, Türk siyasetinin köklü çınarlarından biridir”
" Türk Milleti’nin zihnindeki varlığı asla sona ermez."
(DP Basın Merkezi- 21 Ağustos 2013)- Genel Başkan Gültekin Uysal, Kurtuluş Savaşı Mücadelesi’ne katılan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda görev alan, Demokrat Parti’nin Kurucusu ve İlk Genel Başkanı, 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın 27. ölüm yıldönümünde yayımladığı mesajda “ Yeni, Galip Hoca’lara ve Celal Bayar gibi ‘Mücadele Adamlarına’ ihtiyacımız olan günleri yaşıyoruz..” dedi.
Genel Başkan Gültekin Uysal’ın, Celal Bayar’ın ölüm yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajın tam metni şöyle:
" Türk Milleti’nin zihnindeki varlığı asla sona ermez."
“ Millî Mücadele'nin başlaması ile birlikte Anadolu'ya geçerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ‘Galip Hoca’ olarak katılan, bir ‘Mücadele Adamı’ rahmetli Celal Bayar’ı, yokluğunu derinden hissettiğimiz bu son günlerde bir kez daha saygıyla anıyoruz. Celal Bayar’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesi, Cumhuriyetin kurulmasından sonra ekonomist olarak ülkenin kalkınmasına katkıları asla unutulmayacaktır.
Türkiye’nin ilk sivil Cumhurbaşkanı Rahmetli Celal Bayar, Mustafa Kemal Atatürk’ün en güvendiği kişi ve aile dostu olmuştur. Celal Bayar, Atatürk’ün emri ile ekonomik kalkınma ve yeni yatırımlar konusunda büyük bir başarı sağlayarak, Türk Ekonomisinin gelişmesini tesis etmiştir. Celal Bayar, ülkemizin imarı, ekonomik bakımdan güçlenmesi ve demokrasimizin gelişmesi için hayatı boyunca çaba göstermiş, milletimize önemli hizmetlerde bulunmuştur. 
Merhum Celal Bayar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkemize önemli hizmetlerde bulunmuş bir devlet adamıdır. Cumhuriyet’in kuruluşunda üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmiş olan Celal Bayar, Kurtulus Savaşı’nın ‘Galip Hoca’sı, cuntacıların kurduğu Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiştir. 
“Celal Bayar, Türk siyasetinin köklü çınarlarından biridir”
Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’nün, Yüksek Haysiyet Divanı kararı ile CHP den ihraç edilmesinden sonra rahmetli Celal Bayar, arkadaşlarına yapılan bu antidemokratik muameleyi kınayarak CHP Milletvekilliğinden istifa etmiş,’’Sine-i Millete’’ dönmüştür. 
Şerefli davanın takipçileri olarak, kurucularımızdan aldığımız ilham ve donanımla haklı mücadelemize bugün de aynı inanç ve kararlılıkla devam etmekteyiz.
Türk siyasetinin köklü çınarlarından biri olan Celal Bayar’ın kurduğu ve “Yeter Söz Milletindir” diyerek iktidara taşıdığı Demokrat Parti'nin fikriyatı, ilk günkü gibi yerli yerinde duruyor. Bu çizginin Türk Milletinin aklında, kalbinde ve zihnindeki varlığı asla sona ermez.
Bugünkü İktidar Partisi’nin, Demokrat Parti hareketini sahiplenme girişimi, tamamen meşruiyetini genişletme çabasıdır. Biz ötekisi olmayan bir siyasal çizgiyiz. Bu hareketin tek ve gerçek temsilcisiyiz. Dolayısıyla doğru adres de biziz.
Celal Bayar’la başlayan 67 yıllık bir siyasi hareketin 2013 Türkiye’sinde hemen hemen tüm partiler tarafından referans alınması, DP'nin millet nezdinde varlığını canlı bir şekilde sürdürdüğünü gösterir.
“Türkiye’de değişimi biz başlattık”
Türkiye'de demokrasinin tüm kurallarıyla yerleşmesi sadece sözle olmaz, ruhen de demokrat olmanız gerekir. Bizim hareketimiz millet ve devlet kavramlarını yerli yerine koyarak, çarpıştırmadan bir noktada konsolide edebilme hareketidir. Milletimiz eninde sonunda gerçeği görecek ve kararını verecektir.
Biz Türkiye'de değişimi başlatan ve başaran bir çizgiyiz. Demokrat Parti yeniden sıçrama yapacak bir potansiyele sahip bir parti. Eğer köklü bir geleneğiniz varsa, sahip oldunuz değerler ve sorumluluklarla beraber bu cenderenin içinden çıkabilirsiniz. Demokrat Parti'yi hak ettiği yere taşımak ve milleti hizmet dışında şahsi hiçbir beklentimiz olmadan siyaset yapıyoruz. 
‘Derdimiz Hürriyet’, ‘Derdimiz Demokrasi’ diyenlerle, adalet arayanların toplanacağı tek çatı, Demokrat Parti’dir.
Türk milletinin ve Demokrat Parti Teşkilatının gönlünde müstesna bir yere sahip olan Celal Bayar, her zaman saygıyla hatırlanacaktır. Vefatının 27. yıl dönümünde 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı şükran ve rahmetle anıyor, ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.”
Kaynak ( DP )

4 Ağustos 2013 Pazar

SAYIN MEHMET ARİF DEMİRER'DEN MEKTUP

Mehmet Arif DEMIRER <demirer@dp1946.org>
04 Ağustos 2013, Pazar -13:42 (1 saat önce)
Kime: İsmet ÖZBAKKAL, DP İl Başkanı-Kayseri 
Sayın İsmet Özbakkal,
Önce DP Kayseri İl Başkanlığı olarak bir websitesi düzenlemiş olduğunuz için  kutluyorum.
Önemli bulduğum iki  hususa değinmek istiyorum:
1.       “ATATÜRK’ün İzindeyiz” beyanı ile genel olarak Genel Başkanınızı bağrınıza basan tutumunuz çelişkili. Genel Başkanınız, DP geleneği ile hiç bağdaşmayan açıklamalar yapmaktadır: ATATÜRK’ün Müzeye dönüştürdüğü Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması gibi.
2.       Sitenizdeki ‘Baba Ocağı’ başlıklı yazıda önemli eksiklikler ve ilke hataları vardır: Bayar’ın ATATÜRK’ün son başbakanı olduğu adeta gizlenmiştir. 1937 yılı anlatılırken başbakan değişikliği (İnönü’den Bayar’a) vurgulanmalıdır. DP’yi kuran ve Genel Başkan olarak Tek Başına İktidar’a taşıyan Bayar’dır. DP’nin “Meclis’teki İkinci Gruptan nüvelenmiş”  olduğu iddiası yanlış ve tehlikelidir. İkinci Grup Mustafa Kemal ve devrim karşıtı kişilerdi.   
Menderes Hükümeti’nin 31.7.1959’da AET’ye başvurduğu bilgisi önemli ama AET’nin cevabı eksik. Bkz 12 Eylül 1959 tarihli Cumhuriyet.   
Kayseri’yi ilgilendiren Türkiye’yi 27 Mayıs’a götüren Yeşilhisar Olaylarını mutlaka sitenize alınız.  Bu Olaylar hk bkz. kapağı ekli kitap: 27  Mayıs Masallar ve Gerçekler.
Saygılarımla  
NOT: Genel Başkan’a Açık Mektup 10.6.2013, İl Başkanlarına Açık Mektup 18.8.2013 günleri ANAYURT Gazetesinde yayımlanmıştır. Dost Acı Söyler, örneği.
***
DEMOKRAT PARTİ'NİN KADİM VE SAYGIN MENSUPLARINDAN; UZUN SÜRE GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI GÖREVİNDE BULUNMUŞ MEHMET ARİF DEMİRER BEY'İN GÖNDERDİĞİ ÖNERİ, KATKI, BİLGİ VE BELGELER:

DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANINA AÇIK MEKTUP
Sayın Gültekin Uysal,
Hemşeri olmamızın ötesinde eşiniz babamın Cemile Ablası’nın torunu ! İlk tanıştığımızda (DYP Genel Başkan Yardımcısı idiniz.) “Partiniz, Demokrat Parti’yi hiç tanımıyor. Cumartesi günleri bir dizi bilgilendirme konferansları düzenleyelim. Hiç olmazsa Ankara ve ilçelerinin parti yöneticilerine Demokrat Parti tarihi hakkında bilgi sunmuş oluruz” diyerek on sekiz konferanslık bir program önermiştim. Önerim cevapsız kalmıştı.
Yine bir öneri ile sesleniyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu kaotik ortamı değerlendirmek ve DP’nin misyonu olan Güçlü Merkez Sağı yeniden oluşturmak amacı ile derhal olağanüstü bir Kongre ilan ederek (Bn. Çiller ve Mesut Yılmaz dışında) herkesi partiye davet ediniz.
STAR Gazetesi’nin 6.6.2013 günü birinci sayfasındaki fotoğrafa (Menderes – Özal ve Erdoğan) uzun uzun bakınız. Özal’ın, Menderes sevgisi ve saygısı dışında Menderes’e hiç benzemeyen özellikleri vardı. Erdoğan ise ne Menderes ne de Özal ile ortak özellikleri olan bir politikacı. STAR’ın fotoğrafı, Erdoğan’ın “Benim % 50 oyum var” mesajını pekiştirmeye yönelik bir dezenformasyon unsuru. Çünkü, yüzde elli oyun tamamı O’nun değil.
Erdoğan’ın % 50 oyunun en az % 60’ı bizim, Menderes’in oyu. Bu oyun sahibi, laik Cumhuriyet’e ve ATATÜRK’e saygılı, seçmenler Erdoğan’ın son söylemlerinden (13 Nisan 2013: “Bizim her meselede yegane referansımız Kuran-ı Kerim’dir”) son derece rahatsızlar. Tıpkı benim sizi Yeni Asya Gazetesi’nin Said Nursi ile ilgili bir etkinliğine tek siyasi parti genel başkanı olarak katıldığınızı gösteren fotoğrafı gördüğümde rahatsız olduğum gibi. Gündeminde Ayasofya’nın yeniden açılması olan o Yeni Asya Gazetesi etkinliğinde DP Genel Başkanı’nın ne işi olabilirdi? Herhalde bilmiyorsunuz, babamın da üyesi bulunduğu Dördüncü Menderes Hükümeti 1957 yılında Trabzon Ayasofya Camiinin kapatılmasına yönelik uluslararası bir fresk restorasyon çalışması başlatmıştı? Bu çalışma nedeniyle 1959 yılında kilise binasından dönüştürülmüş Ayasofya camii ibadete kapatılmış, binanın bulunduğu Fatih Muhtarlığında İslami mimariye uygun doğru dürüst bir Fatih Camii yapılmış ve ibadete açılmıştı. Ortodoks kilise binası ise 1964 yılından beri, 49 yıldır, müze.  
Ortodoks Rum’un yaptığı binayı müzeye dönüştüren Menderes’in partisinin 2013 yılında genel başkanı ATATÜRK’ün müzeye dönüştürdüğü İstanbul Ayasofya binasının yeniden cami olarak ibadete açılmasını mı destekliyor? Sultanahmet Meydanında cami açığı mı var?
Sayın Gültekin Uysal,
Başbakanın seçmenlerinin büyük çoğunluğu (yarıdan çok fazlası) Demokrat Parti yerlerde süründüğü için AKP’ye oy verdi. Bu durumun sorumlusu siz değilsiniz. Dolayısı ile DP Genel Başkanı olarak (büyük bir onur aynı zamanda büyük bir sorumluluktur) kerhen AKP’ye oy veren DP seçmenlerini geri kazanmak amacı ile önce un ufak olan partiyi büyütmek için kapılarını herkese açınız. DP çizgisinin tüm kilometre taşlarını bizzat arayarak davet ediniz.
AKP, 2014 yılında bir erken seçime gidebilir. Son gelişmelerden sonra AKP’den uzaklaşmak isteyen Merkez Sağ (DYP  + ANAP) eski seçmenleri, Nazım Hikmet sevdasından kendi kurtaramayan Milli Merkez’e de yönelemeyeceklerine göre, yine şaşırıp kalacaklardır. İşte onlara, “Sizlerin eviniz burasıdır, Demokrat Parti’dir. Bakın bizler, partiyi yeniden ayağa kaldırmak için, bir araya geldik, aramızdaki küskünlükleri unuttuk ve Türk Milleti için, 1950 yılında olduğu gibi, yegane adresin Demokrat Parti olduğunu ilan ediyoruz. Arkamızda Bayar, Menderes, Demirel ve Özal’ın deneyimleri var” diyebilmek için olağanüstü kongreye bir gün gecikmeden gidiniz. Bunu yapmaz, bu fırsatı kullanmazsanız, sizi affetmeyeceğim.
DEMOKRAT PARTİ İL BAŞKANLARINA AÇIK MEKTUP
DP Genel Başkanı Sn Uysal’a 10 Haziran 2013 tarihli Açık Mektubum eklidir. (yukarıdadır)
Bu mektuba herhangi bir cevap almadığımı üzülerek açıklamak zorundayım.
15/16 Haziran 2013 gecesini hep birlikte yaşadık. Ben olayları Oxford’da internetten izledim.
Bir yanda Sincan’da “Sandık” diye haykıran Başbakan, öte yanda O’nun polisinin, açılışını 1956 yılında Menderes’in yaptığı Divan oteline, can havliyle kaçışan T.C. vatandaşları.
Görüntüler, Amerikan filmlerinde teröristlere vahşice saldıran polisleri anımsatıyordu.
Gelin, Başbakan’ın sandık çağrısı üzerinde biraz duralım.       
2009 – 2011 yıllarında yazdığı köşe yazıları ile DP yönetimini rahatsız eden köşe yazarı Sabahattin Önkibar, AYDINLIK Gazetesi’nde 12 Haziran günü AKP’yi Alaşağı Etmenin Tek bir Yolu Var başlıklı yazısında şu tespitleri (tümüne katılmadığım) yapmış:
“AKP Sol’dan değil, Sağ’dan yıkılır. (Buna katılıyorum)
“Bunun için olması gereken Merkez Sağ’da Milliyetçi-Muhafazakar karakteri baskın olan yeni bir oluşuma gidilmelidir.
“Milli Merkez oluşumu çalışmaları var ya?
“… Milli Merkez laik karakterlidir yani muhafazakar eksenli bir hareket değil, dolayısı ile o tür bir oluşum ile AKP’yi geriletmenin imkanı yoktur. (Buna katılmıyorum)
“Milli Merkez partileşse bile Merkez Sağ’da AKP’den oy koparacak Özal’ın ANAP’ına benzer bir parti gerekiyor.”  (Buna da katılmıyorum)
Önkibar’ın aklına Özal’ın ANAP’ı geliyor da Bayar-Menderes-Demirel çizgisinin Demokrat Parti’si gelmiyor. Üstelik, 2009 yılında ANAP, Kongre’de fesih kararı alarak Demokrat Parti’ye katılmıştı.
Bu durum, (Demokrat Parti’nin bu kadar kısa bir sürede unutulmuş olması)  Said Nursi anma toplantılarına katılan DP Genel Başkanı açısından çok üzücüdür. Kendisine, “DP Genel Başkanlığı büyük onur ve büyük sorumluluktur” dedim. Bu, hepimiz, hepiniz için geçerli.
Şu soruyu her Demokrat Partili sormalı ve cevabını düşünmelidir: Başbakan nasıl oluyor da sandıktan bu kadar emin konuşabiliyor, “Benim yüzde ellim var” diyebiliyor?
Erbakan’ın en yüksek oyu % 21 idi (1995). Ne oldu da bu kadar kısa bir sürede % 21 oy % 50 oldu ve aynı zaman aralığında Demokrat Parti yüzde sıfıra yerleşti? Artık kimsenin aklına alternatif olarak bile gelmiyor? Onun için de, adından bahsettirebilmek için, DP Genel Başkanı Yeni Asya’nın Said Nursi etkinliklerinde başköşede görüntü veriyor?
15/16 Haziran gecesinden sonra çok değişik bir Türkiye’de yaşayacağız. Başbakan’ın yüzde elli diye hesapladığı (çantadaki keklik sandığı) oyunun her gün eriyeceği bir Türkiye’de. 
Başbakanın hesabının, çok yanlış olduğunu gösterebilmek için sizleri, DP’li olmanın sorumluluğunun idraki içinde, mümkün olan en kısa sürede Olağanüstü bir Kongre toplanması için Genel Merkez’e çağrı yapmaya davet ediyorum.
Mehmet Arif DEMİRER // Oxford, 16 Haziran 2013