AP kapandıktan ve
BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ
kapatıldıktan sonra
GELENEKTE 4. ETAP DYP
DOĞRU YOL PARTİSİ
Doğru Yol Partisi kısaca DYP, Demokrat Parti (DP) ve Adalet
Partisi (AP)'nin siyasi mirasçısı olarak kabul edilen eski siyasal
parti. 1983 yılında, 12 Eylül Darbesi'nde kapatılan Adalet
Partisi'nin devamı olarak kurulan DYP'nin, 2007 yılında adının Demokrat Parti olarak değiştirilmesiyle
hukuki varlığı sona ermiştir. Süleyman Demirel ve Tansu
Çillerzamanlarında defalarca iktidar olmuştur (1991-97).
Milli Güvenlik Konseyi'nin (MGK) siyasal
partilerin yeniden kurulmasına izin vermesinden (mayıs 1983) kısa bir süre
sonra kurulan Büyük Türkiye Partisi (BTP), Adalet
Partisi'nin kapatılmasıyla doğan siyasi boşluğu doldurmayı amaçlamaıştı. BTP,
eski bir siyasi partinin devamı olduğu gerekçesiyle 31 Mayıs 1983'te MGK
tarafından kapatılınca, bu kez aynı amaçla DYP kuruldu (23 Haziran 1983). Genel
başkanlığına Ahmet Nusret Tuna'nın getirildiği DYP, Siyasi
Partiler Kanunu'nun geçici maddelerinde öngörülen örgütlenme barajını aştı. Ama
kurucu üyelerinin MGK tarafından birkaç kez veto edilmesi nedeniyle 24 Ağustos
1983'ten önce 30 kurucu üyeyi tamamlayamadı ve 1983 genel seçimlerine katılamadı.
Bu arada genel başkan Ahmet Nusret Tuna'nın da veto edilmesi üzerine genel
başkanlığa Yıldırım Avcı getirildi.
DYP 25 Mart 1984 yerel seçimlerinde,
iktidar partisi ANAP ve SODEP'ten sonra, en
çok oy toplayan parti oldu. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
12 Nisan 1984'te DYP'nin AP ve BTP'nin devamı olduğu, Siyasi Partiler Kanunu'na
aykırı etkinliklerde bulunduğu gerekçesiyle kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne açtığı
dava 28 Eylül'de reddedildi. DYP'nin 14 Mayıs 1985'te toplanan I. Büyük
Kongresi'nde partini genel başkanlığına AP'nin eski İstanbul il başkanı Hüsamettin Cindoruk seçildi. Mehmet
Gölhan, Mehmet Dülger,Mustafa Derin, İsmail Heral ve Baki Tuğ genel
başkan yardımcılıklarına, Gökberk Ergenekon da genel sekreterliğe
getirildi. Mayıs 1986'da Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin
feshinden sonra bazı milletvekillerinin partiye katılmasıyla Mayıs 1986'da TBMM'de grup oluşturdu. 28 Eylül
1986'da yapılan ara seçimlerde DYP
yüzde 23.5 oranında oy alarak ikinci parti oldu ve dört milletvekili çıkardı.
6 Eylül 1987'de yapılan halkoylaması sonucunda
siyaset yasağı kalkan Süleyman Demirel 24 Eylül 1987'de genel
başkanlığa seçildi. DYP 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde oyların
yüzde 19.14'ünü alarak 59 milletvekili çıkardı. 1989 yerel seçimlerinde aldığı
25.13'lük oy oranıyla merkez sağdaki rakibi Anavatan
Partisi'ni (ANAP) ilk kez geçerek ikinci parti konumuna geldi. ANAP'ın
üçüncü parti olduğunu öne sürerek genel seçim isteyen DYP, bu ortamda aynı
yılın ekim ayında yapılan ve ANAP lideri Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı seçildiği cumhurbaşkanlığı seçimini de Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yle (SHP)
beraber boykot etti. Kasım 1990'da yapılan 3. büyük kongrede Demirel yeniden
genel başkan seçildi.
1991'de erken seçim kararı alınınca DYP, genel başkanı
Demirel öncülüğünde yoğun bir propaganda kampanyası başlattı. Bu seçimlerde Bedrettin
Dalan'ın liderliğindeki Demokrat Merkez Partisi'nin DYP ile
birleşmesi kararı kabul edildi. 20 Ekim 1991 seçimleri'nde oyların
yüzde 27'sini alan DYP 178 milletvekili çıkararak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde
birinci parti konumuna geldi. Ancak tek başına iktidara gelebilecek milletvekili
sayısına ulaşamadığından Erdal İnönü'nün genel başkanlığında bulunduğuSosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) ile Süleyman
Demirel'in başkanlığında koalisyon hükümeti kuruldu.
19 Hariran 1992 yılında kabul edilen 3821 sayılı kanun ile;
daha önce kapatılmış olan siyasi partilerin, aynı ad, rumuz, amblem, rozet ve
benzeri işaretleri kullanarak yeniden açılmasına müsaade edildi. Bunun üzerine, 12 Eylül Darbesi'nde kapatılan Adalet
Partisi (AP) Büyük Kongresi 19 Aralık 1992 tarihinde Ankara Atatürk Spor Salonunda toplandı
ve bu kongrede; katılan delegelerin ezici bir çoğunluğunun kararı ile Adalet
Partisi, Doğru Yol Partisi'ne katılma kararı alarak tüm mal varlığı, borç ve
alacakları ile DYP'ye katıldı.
17 Nisan 1993'te cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın beklenmeyen vefatı üzerine, hükümet ortağı SHP'nin de desteğini
alan Süleyman Demirel cumhurbaşkanlığına seçildi (16 Mayıs 1993). Demirel'den
boşalan genel başkanlık -aynı zamanda başbakanlık- görevinin belirlendiği
kongre, 13 Haziran 1993'te yapıdı. Kongrede genel başkanlığa, Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan, İçişleri Bakanı İsmet
Sezgin ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu
Çiller adaylıklarını koydular. İlk turda yeterli oyu alamamasına
karşın Tansu Çiller'in yüksek oy alması diğer adayların adaylıktan
çekilmelerine sebep oldu, böylece ikinci tura rakipsiz giren Tansu Çiller,
genel başkanlığa seçildi. Kongrenin ertesi günü, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
de hükümeti kurma görevini Tansu Çiller'e verdi, II. DYP-SHP Hükümeti Tansu
Çiller başkanlığında kuruldu.
DYP'nin, Çiller liderliğinde girdiği ilk seçim olan 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde oyların
yüzde 21.53'ünü alarak 1991 genel seçimlerine göre oy kaybı yaşadı. Seçimlerden
hemen sonra, makroekonomik değerlerdeki (cari açık ve kamu açığı) dengesizliği
giderebilmek amacıyla 5 Nisan Kararları olarak
bilinen ekonomik önlemler paketi açıklandı. Ancak önlemler reel ücretlerde
düşüş, artan işsizlik,devalüasyon ve zaten çift haneli oranlardaki
enflasyonun üç haneli oranlara tırmanmasına neden oldu.[1] 1990'ların
başından beri eylemlerini giderek tırmandırmakta olan PKK'ya karşı başlatılan
sert önlemler ise özellikle Güneydoğu Anadolu'da yaygın insan hakları
ihlallerine neden oldu.
18 Şubat 1995'te toplanan SHP-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ortak
kurultayında hükümet ortağı SHP'nin feshine ve CHP'ye katılmasına karar
verildi. Haziran 1995'te, İstanbul Emniyet müdürü Necdet
Menzir'in bir cenaze töreni sırasında yaptığı konuşmada üstü kapalı olarak
İnsan Haklarından Sorumlu devlet bakanı CHP'li Algan
Hacaloğlu'nu hedef alması hükümet ortakları arasında gerilime neden oldu.
Çiller'in, CHP'nin Menzir'in görevden alınmasına yönelik taleplerini
karşılıksız bırakması hükümetin sonunu getirdi. 5 Ekim 1995'te kurulan ve
yalnızca Demokratik Sol Parti (DSP) ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP)
dışarından desteklediği Tansu Çiller başkanlığındaki DYP azınlık hükümeti
TBMM'de güvenoyu alamadı. Başarısız güvenoylamasından sonra seçim kararı
alınarak ülkeyi seçime götürecek DYP-CHP koalisyon hükümeti kuruldu.
24 Aralık 1995 genel seçimlerinde terörle
mücadele ve laiklik konularını
öne çıkaran bir propaganda faaliyeti yürüten DYP, Doğan Güreş,Hayri Kozakçıoğlu, Mehmet
Ağar, Necdet Menzir ve Ünal
Erkan gibi güvenlik bürokratlarının önplana çıktığı ve A Takımı olarak
tanıtılan bir aday kadrosu oluşturdu. 1995 genel seçimlerinde aldığı yüzde
19.18 oy oranı ile üçüncü olan DYP 135 milletvekilliği kazandı. Seçimlerden
sonra hiçbir partinin tek başına hükümet kurabilecek milletvekili sayısı
olmadığı için başlatılan hükümet kurma faaliyetleri 1996 martında DYP ve ANAP
arasında ANAYOL olarak adlandırlan
hükümetin kurulmasıyla sonuçlandı. ANAYOL Hükümeti, 12 Mart 1996 tarihinde
TBMM'deki oylamada güvenoylaması almasına rağmen, Refah
Partisi, alınan güven oyunun Anayasa’nın öngördüğü çoğunluğun altında kaldığını
ileri sürerek, oylamanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa
Mahkemesi, Bakanlar Kurulu’nun güvenoyu almış sayılabilmesi için toplantıya
katılan 544 üyenin yarısının bir fazlası olan 273 kabul oyu gerektiğini
belirterek, söz konusu olan oylamanın iptaline karar verdi. Anayol Hükümeti bu
karar üzerine görevi bırakmak zorunda kaldı, Başbakan Yılmaz, 6 Haziran 1996'da
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e istifasını sundu.
Yılmaz'ın istifasından hemen sonra başlatılan hükümet kurma
çabaları, DYP ile Refah Partisi arasında kurulan REFAHYOLHükümeti'yle noktalandı.
28 Haziran'da güvenoyu alan Necmettin Erbakan başkanlığındaki hükümette Çiller
de başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı oldu. Tansu Çiller'in 1995
seçimlerinden önce Refah Partisi aleyhindeki sözlerine rağmen onunla koalisyon
kurması parti içinde çatlağa neden oldu. 21 Temmuz 1996'da yapılan ve Tansu
Çiller'in tekrar genel başkanlığa seçildiği DYP 5. büyük kongresinde 1995
seçimleri öncesinde aday tayini ile başlanan parti içindeki Süleyman Demirel'e
yakın isimler ile muhaliflerin tasfiye süreci parti yönetiminin belirlenmesinde
de sürdü. Kasım 1996'da patlak veren Susurluk Skandalı özellikle hükümetin DYP
kanadını etkiledi. "devlet, siyaset, mafya" üçgeninde yasadışı
ilişkilerin ortaya çıkartılmasına yönelik kamuoyu talepleri "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık"
ismi verilen sivil toplum eylemlerine dönüştü. Bu ortamda içişleri bakanı
Mehmet Ağar görevinden istifa etti.
Refahyol Hükümeti döneminde yaşanan en büyük olaylardan biri
de hiç şüphesiz, daha sonra 28 Şubat Süreci veya postmodern darbe olarak
adlandırılacak olan 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
toplantısıydı. 28 Şubat Kararları olarak bilinen bu ve
alınmasında MGK'nın askeri kanadının etkili olduğu söylenen bu kararlar
Refahyol Hükümeti'nin çöküş sürecinin başlangıcı oldu. 28 Şubat Kararlarının
ardından, başbakan Necmettin Erbakan koalisyon protokolü gereği başbakanlık
görevinin Tansu Çiller'e verilmesi amacıyla 18 haziran 1997'de istifasını
vermiş, ancak cumhurbaşkanı Süleymna Demirel hükümet ortakları arasındaki
protokolü dikkate almayarak hükümeti kurma görevini ANAP lideri Mesut Yılmaz'a
vermiştir. Yani bir diğer deyişle Postmodern Darbe olmuştur. Bu sürece
postmodern darbe denmesinin sebebi ordu tamamiyle devlet işlerine el koymamış
ancak bir bildirgeyle hükümeti istifaya zorlamıştır.
Bu olaylar sırasında Refahyol Hükümetinin kurulmasına karşı
çıkan ve daha önce tasfiye edilmiş muhaliflerin DYP'den kopmasıyla Hüsamettin
Cindoruk liderliğinde Demokrat Türkiye Partisi (DTP)
kuruldu. ANAP-DSP-DTP koalisyonunun (ANASOL-D)
kurulması ile DYP 5.5 yıl aradan sonra tekrar muhalefete geçmiştir. 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde Doğru
Yol Partisi seçim barajının çok az üstünde bir oranıyla % 12 oy ile
TBMM'ye giren 5. parti oldu. DYP'nin 85 milletvekilliği çıkardığı seçimlerde
genel başkan Çiller, aday olduğu İstanbul'da ancak CHP'nin seçim barajını aşamamasıyla
TBMM'ye seçilebildi. 20 Kasım 1999'da yapılan 6. büyük kongrede ihraçlarla
gücünü budadığı muhalefetin adayı Köksal Toptan'ı rahat biçimde yenerek tekrar
genel başkan seçildi.[2]
Haziran 2001'de anamuhalefet partisi Fazilet
Partisi'nin (FP) Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılması ve Milli Görüş hareketinde meydana gelen bölünme DYP'yi
anamuhalefet partisi durumuna getirdi. TBMM 21. Dönemi içinde
partiler içindeki ayrışmalar DYP'yi milletvekili sayısı olarak 5. girdiği
TBMM'de ikinci sıraya kadar taşıdı. Demokrat Türkiye Partisi ve Aydınlık Türkiye Partisi (ATP)
adaylarının da DYP lisetelerinden aday olduğu 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde DYP
açısında hüsran oldu; muhalefette olmasına rağmen oy kaybeden DYP, kıl payı
denebilecek bir oranla baraj altında kalarak 16 yıl aradan sonra TBMM dışında
kaldı. Çiller de bütün sorumluluğu üstlendiğini açıklayarak 7. büyük kongrede
aday olmayacağını açıkladı. 6 genel başkan adayının katıldığı 14 Aralık 2002'de
yapılan 7. büyük kongrenin birinci turunda oy kullanan 1109 delegenin 815'inin
oyunu alan Mehmet Ağar, DYP'nin 6. genel başkanı oldu.[3]
Mehmet Ağar yönetimindeki DYP, girdiği ilk seçim olan 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde 2002'deki
oy oranının çok az üstüne çıkabildi. 27 Nisan 2007'de yapılan ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) talebi
sonucu iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk
turunu CHP ile birlikte boykot etti. Merkez sağda birlik için Anavatan Partisi
ile Doğru Yol Partisi'nin birleşmeleri yönündeki taleplerin yoğunlaşması
sonucu, 5 Mayıs 2007 günü DYP Genel Başkanı Mehmet
Ağar ve Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu iki
partinin Demokrat Partiadı ile bütünleşmesi konusunda
protokol imzaladılar. 27 Mayıs 2007 günkü kongrede partinin adı Demokrat Parti
olarak değiştirilerek DYP kapatıldı. Bir gün sonra eski partililer tarafından Çetin Özaçıkgöz'ün Kurucu Başkanlığında Doğru Yol Partisi tekrar kuruldu.
Doğru Yol Partisi her ne kadar Demokrat Parti (DP) ve Adalet
Partisi (AP)'nin siyasi mirasçısı olmuşsa da 12 Eylül Darbesi'nden sonra merkez sağ kulvarı Anavatan
Partisi'yle (ANAP) paylaşmak zorunda kalmıştır. ANAP'ın kentli ve bilim
yanlısı görünümüne oranla birköylü partisi imajına sahip olmuştur.
Anavatan Partisi'nin daha liberal politikalarına karşı daha ulusalcı ve
gelenekçi bir söylem kullanmıştır.
1990'lı yıllara kadar toplam seçmenin yaklaşık yarısını
elinde bulunduran bu iki parti 1990'lardan itibaren tabanlarını hızla
kaybetmeye başlamışlardır. Doğru Yol Partisi de bu erimeden payına düşeni
almış, özellikle 1990'lı yıllardan itibaren ağırlıklı olarak Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve
2000'li yıllarda kısmen Cumhuriyet Halk Partisi'ne daha küçük
oranlarda ise Milli Görüş partilerine (2000'li yıllardaAdalet ve Kalkınma Partisi) karşı
tabanını koruyamamıştır.
Genel
başkan Görev başlangıcı Görev bitişi
Ahmet
Nusret Tuna 28 Haziran 1983 7 Temmuz 1983
Yıldırım Avcı 11
Temmuz 1983 14 Mayıs 1985
Hüsamettin Cindoruk 14 Mayıs 1985 24
Eylül 1987
Süleyman Demirel 24
Eylül 1987 16 Mayıs 1993
Mehmet
Gölhan (vek.) 16 Mayıs 1993 13 Haziran 1993
Tansu
Çiller 13 Haziran
1993 14 Aralık 2002
Mehmet
Ağar 14 Aralık 2002 27 Mayıs 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder